Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

‘Vali Yavuz

GÜNDEM 02.11.2022 - 20:52, Güncelleme: 26.11.2022 - 01:09 2032+ kez okundu.
 

‘Vali Yavuz

Ülke tarımının daha iyi noktaya getirilmesi için istişarelerde bulunulması amacıyla Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği (Agricities) tarafından Türkiye’deki tüm Büyükşehir Belediyelerinin tarım hizmetleri birimlerini bir araya getiren 2. Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci'nin teşrifleri, Vali Seddar Yavuz’un katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Ülke tarımının daha iyi noktaya getirilmesi için istişarelerde bulunulması amacıyla Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği (Agricities) tarafından Türkiye’deki tüm Büyükşehir Belediyelerinin tarım hizmetleri birimlerini bir araya getiren 2. Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı,  Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci'nin teşrifleri, Vali Seddar Yavuz’un katılımlarıyla gerçekleştirildi. Kocaeli Kongre Merkezinde düzenlenen programa; Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci, Vali Seddar Yavuz, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil,  Tarım Reformu Genel Müdürü Burhan Demirok, Hayvancılık Genel Müdürü Salih Çelik,   Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Niğde Belediye başkanı Emrah Özdemir, Adıyaman Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program 2. Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı tanıtım filminin sunumu ile devam etti. Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Genel Sekreteri Mücahit Sami Küçüktığlı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur İbrahim Altay bir konuşma gerçekleştirdiler. Tüm katılımcıları ilimizde ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Vali Seddar Yavuz ise yaptığı konuşmalarında; Öncelikle ilimizi teşriflerinden dolayı Sayın Bakanımıza şahsım ve Kocaelili kardeşlerim adına şükranlarımı arz ediyorum. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı vesilesiyle sizlerle bir arada bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyor, bu vesileyle şehir içinden ve şehir dışından gelen tüm konuklarımıza hoş geldiniz diyorum. İlimizde Tarımda Önemli Bir Potansiyele Sahibiz Tarımda 5. sırada yer aldığımızı belirten Vali Yavuz; Hepinizin bildiği gibi ilimiz bilim, sanayi, teknoloji şehri olduğu kadar aynı zamanda bilişim, inovasyon ve Ar-Ge merkezi olarak da Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden bir tanesi. Türkiye dış ticaret hacminin 18’i ilimizde gerçekleşiyor. Geçen yılki ticaret hacmimiz yaklaşık 93,5 milyar Dolar olarak gerçekleşti. İhracatımız ise 33,5 milyar Dolar ile Türkiye’de ki en önde şehirlerden bir tanesi. Aslında sanayi, bilim ve teknoloji şehri olarak tanımlanıyoruz ama diğer taraftan da tarımda önemli bir potansiyele sahibiz. Türkiye’nin birçok ilinde görev yapmış birisi olarak belirtmek isterim ki biz sektör olarak tarımda 5. sıradayız ve tarım alanında adı geçen birçok ilden tarımsal üretimimiz çok daha fazla. Siber Güvenlik, Bio Güvenlik ve Gıda Arz Güvenliği Konularında Ciddi Çalışmalar Yapılıyor Siber güvenlik, gıda arz güvenliği ve bio güvenlik konuları önümüzdeki onlu yıllarda en çok tartışılacak konulardan olacaktır.  Bu konularda geri kalan ülkeler büyük ölçüde uluslararası rekabette geri kalacaklar, hatta bağımsızlıkları dahi tehlike altına girebilecektir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti de siber güvenlik, bio güvenlik ve gıda arz güvenliği konularında ciddi çalışmalar yapılıyor. Eğer bu 3 alanı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ıskalarsa korkarım ki çok daha büyük sorunlarla yüzleşmek zorunda kalırız. Tarım Arazileri Ciddi Tehdit Altında Pandemi ile birlikte bir çok kişinin arazi almaya başladığını belirten Vali Yavuz; Pandemi ile birlikte yeni bir sorunla karşılaştık. Özellikle Marmara bölgesi büyük bir metropolü ifade ediyor. Yaklaşık 20 milyon nüfus yaşıyor. Pandemi ile beraber apartmanda sıkılanlar çevre illerde arazi almaya ve buralarda yapılaşmaya başladı. Tarım arazilerinde 5’e kadar yapılaşmaya izin veriliyor. Bu kapsamda Kocaeli ilimiz başta olmak üzere bütün iller İstanbul ve çevresinden yoğun bir akınla karşı karşıya kalıyor. Tarım arazileri ciddi tehdit altında. Bu konuda gündemimizde olması gereken hususlardan bir tanesidir. Tarım alanlarını korumalıyız ve insanımızın artan gıda ihtiyacını mutlak suretle karşılamalıyız. Büyükşehir Belediyelerimizin özellikle tarıma ilgi duyması, projeler geliştirmesi fevkalade önemli. Bu kapsamda Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin ülkemize de örnek olabilecek çok güzel çalışmaları var. Bu vesileyle Büyükşehir Belediye Başkanımızı ve kıymetli ekibini de kutluyorum. Umarım bu iyi örneklerin paylaşıldığı Çalıştay vesilesiyle bütün şehirler birbirinden örnek alır ve gıda güvenliğine yönelik olarak da tedbirler alınır.” diyen Vali Yavuz tüm katılımcılara ve emeği geçen herkese teşekkür etti. Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci ise yaptığı konuşmalarında; Öncelikle hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bu tür etkinlikler bizim çok özlemini duyduğumuz bakanlık, yerel yöneticiler ve bireyler olarak çok istifade edebileceğimize yürekten inandığımız kıymetli, önemli ve anlamlı etkinliklerdir. Merkezi idarelerin almış oldukları kararların yerelle de bütünleşmesi yerelden de destek görüyor ve birlikte bu çalışmaların yürütülüyor olması son derece önemlidir. Aksi takdirde yerelin bunu sahiplenmemesi, yeterli desteğin verilmemesi durumunda en ideal dediğiniz çalışmalar bile vakit alabilmektedir. O nedenle bu çalıştay vesilesiyle sizlerle bizleri bir araya getirdikleri için bütün emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Gıda Bizim Vazgeçilmezimiz Tarım kanununun olmadığı bir ülkede tarımdan ve tarımın gelişmesinden bahsedilemeyeceğini belirten Sayın Bakan; Tarım stratejik bir sektör. Tarımdan hareketle de gıda bizim vazgeçilmezimiz. Bunun içinde bulunurluk veya arz güvenliği dediğimiz bir kavram var. Bulunurluğu sağlamak zorundayız. Bunun da iki yolu var. Ya üreteceksiniz, ya üretenlerden alacaksınız. Fakat dünya öyle bir dönemeçten geçiyor ki bu dönemeçte artık gıda milliyetçiliği gibi bir kavram ortaya çıktı. Ülkeler ihracat kapılarını bu alanda kapattı, kendine yeterliliğin hesabını yapmaya başladı. Dolayısıyla bizimde ülke olarak bütün bunları dikkate alarak çalışmalar yürütmemiz gerekiyor.  Çok şükür 2002 yılından beri atılması gereken adımlar atıldı. Çünkü üretim için mutlaka bir iradenin ortaya konulması gerekiyor. Ülke eğer hukuk devleti ise hukuk devletinde mevzuat esastır. Mevzuatın olmadığı bir yerde evet gelişme olabilir ama bir rastlantısal gelişmeden söz edilebilir. Fakat hukuk devleti olmanın gereği olarak oluşturduğunuz mevzuatlarla siz sektörün önünü açarsınız. Bu ülke herkesin bildiği bir tarım ülkesi olmasına rağmen bir tarım kanunu yoktu 2006 yılına kadar. Tarım kanununun olmadığı bir ülkede siz tarımdan ve tarımın gelişmesinden bahsedemezsiniz. Bu ülkede artık Islahçı Hakları Kanunu var. Tarım Sigortası var. Tohumculuk Kanunu var. Bu ülkede ve dünyada tarım tabiat şartlarına açıktır. Bunun bir riski var ve üreticinin bu riskten minimum düzeyde etkilenmesi için Tarım Sigortacılığı uygulamasını 1 Haziran 2006’da uygulamaya koyduk. Lisanslı depoculuk ismini duyduğumuzda herkes birbirine bakardı. Lisanslı Depoculuk artık etkin bir şekilde bizim depolama hizmetlerimizde sanayici ile bunu üretenin bir anlamda buluştuğu temas ettiği önemli noktalardan biri haline geldi. Dolayısıyla mevzuat çok önemli. Bu mevzuat şuanda Türkiye’de var. 12 tane temel kanunu çıkardık. Elbette eksiğimiz var ama bu kanunlarda revizyon elbette gerekebilir, gerektiğinde de bunu yapabilecek irademiz var. Bizim bir üretim yaparken kendimizi ortaya koyup, bizim neyimiz var, bunu nerede, ne şekilde, ne miktarda üretmeliyiz bu soruların cevabını vermemiz lazım. Şayet bunun cevabını veremiyorsanız bunun çözümlerini üretmeniz lazım. 2002 yılında 65 milyon nüfus vardı. Bugün 85 milyon nüfus var. Aradaki artan 20 milyon nüfus bize tarımıyla örnek gösterilen ülkelerin nüfusunun üzerinde olan bir nüfus.  Refah seviyesi yükseliyor, sofralarımız eski sofralar değil. Bizim bir ürün çeşitliliğine gitmemiz gerekiyor. Bu ülkeyi ziyaret eden 15 milyon turistimiz vardı ama bugün bu sayı 50 milyona çıktı. Bu rakam yeterli değil çünkü en sıradan ülkelerde bile turizm nüfusun bire bir eşiti olmalı deniliyor. O halde 85 milyon bizim ilk ulaşmamız gereken hedeftir. 2002 yılında 2,8 milyar Dolarlık ihracat var. Bugün 30 milyar Dolar rakamı, Cumhuriyetimizin 100. Yılında da bu 2002’deki toplamı 36 milyar dolar eden tüm Türkiye ihracatının eşdeğeri bir ihracat tek başına tarımda gerçekleştirilmiş olacak. Bunu yaparken topraklarımızı korumamız, suyumuzu idareli kullanmamız ve bilimi, teknolojiyi, her türlü yenilikleri buraya yansıtmamız gerekiyor. Burada en ufak bir zafiyet göstermemiz asla söz konusu olmamalı. İstanbul’a Türkiye’de yetişen meyve ve sebzenin 25’i gidiyor. 76 ilden gidiyor. Bunlar 270 bin kamyonla taşınıyor. Bu kamyonlar 140 milyon km yol kat ediyorlar. Bu kamyonlar toplamda 117 bin ton karbon salıyorlar. İşte buyurun kent tarımı. Kocaeli gibi bu kadar yakın olan bir coğrafyanın bu üretimi İstanbul için yapması ve bunu öncelemesi gerekir.” Suyu Düştüğü Yerde Tutacağız İnsanları da Doğduğu Yerde Doyuracağız Toprak ve sularımızın idareli kullanılmasının altını çizen Sayın Bakan:  “Suyu düştüğü yerde tutacağız insanları da doğduğu yerde doyuracağız. Bu büyük kentlerin, örneğin Kocaeli’nin 2 milyonun üzerinde nüfusu var, Türkiye’de 5. sırada ama tarım arazileri noktasında arazi büyüklüğü noktasında Türkiye’de 75. Sırada. Bu manada çok gerilerde. Topraklarımızı bu anlamda çok idareli kullanmamız lazım. Buradan aracılığınızla herkese seslenmek istiyorum; stratejik dediğimiz sektörün stratejikte ürünleri vardır. Tıbbi aromatik bitki başımızın tacı, buna ödenen dünya döviz var. İthal ettiklerimiz olduğu gibi üretip dışarıya ihracat ettiklerimiz de var. Fakat biz bunları taban arazide stratejik yani un, yağ ve şekerin yetiştirildiği yerlerde yetiştirilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu konularda yerel yönetimler olarak hassas olmamız gerekir. Suyu kesinlikle iktisatlı kullanmalıyız. Çünkü tarım sektörü suyun 3/2’sini tüketen bir sektör. Dolayısıyla bu toprağı ve suyu idareli kullanmak ve kent tarımı ve burada da stratejik ürünleri mutlaka göz ardı etmeden marjinal alanlarda da üretimlerimizi yapmak durumundayız.” Kırsalla Kenti Barıştırmamız Gerekiyor Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye yüzyılı ile ilgili vizyonunun önemine değinen Sayın Kirişçi: “Bakanlık olarak altını doldurmak için kırsalla kenti barıştırmamız gerekiyor. Çünkü geçmişte bu yanlış yapıldı. O günkü şartlarda böyle bir yanlış olabilir. Sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri ve ulaşım yetersizdi. Bu kurtuluşu, istikbali geldik kentlerde aradık ama kentlerin etrafında bir varoşlar oluşturduk ve sağlıksız yaşam alanları oluşturduk. Kentin kendine has bir kadim kültürü vardır, kırsalın kendine has bir kültürü vardır ama bu iki kültür bir anda çatıştı. Kırsalda kalsa çok daha verimli ve faydalı olacak bireyler ki bunların başında ailenin bireyi olan kadınlar, onlarda bu işlere öncülük ettiler, yollara düştüler ve kendileri de evlatları da mutsuz oldu. Siz yerel yöneticiler de bu kentleri ıslah edeceğiz, burada kentsel dönüşüm yapacağız diye didindiniz durdunuz ve belki de kırsalda onlara yapacağınız bir konut 1 liraya mal olacaksa bu tarafta bize 10 liraya 100 liraya mal oldu. Bu manada da benim yerel yöneticilerimizden istirhamım şu; özellikle büyükşehir belediyeleri her yer sizin mahalleniz, diğer belediyeler için köy kavramı devam ediyor ama mutlak surette bu kırsala her zamankinden daha fazla hassasiyet gösterelim. Pandemi ve devamında yaşananlarla birlikte, jeopolitik risklerle birlikte bu kez kentten kırsala doğru bir dönüş başladı. Bakanlık olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Çünkü o geçmişte kırsalı terk edip kentleri rahatsız eden şimdi de kentten kırsala döndüğünde kırsaldakileri huzursuz eden bir tablo oluşsun istemiyoruz. Köylerin yaşam merkezleri, sosyalleşme alanları olmalıdır. Temel ihtiyaçları olan yollar var. Biz oraya sağlığı, eğitimi ve sosyalleşme adına bazı birimleri taşımamız gerekiyor. “ ‘Tarım Orman Gençlik Konseyi’ Dünyada Bir İlk Olacak Sayın Milli Eğitim Bakanımızla ‘Köy Yaşam Merkezleri’  ile ilgili  iş birliği protokolünü imzaladıklarını belirten Sayın Bakan: “Meslek liseleri noktasında da bu okullarda, yaşam merkezlerindeki okullarda da tekrar bayraklarımızı dalgalandıracak, oralarda öğrencilerimizi okutacak hale getirip biz de Bakanlık olarak kendi ihtiyacımız olan tarım ve ormanla ilgili bilgileri oradaki öğretmenlerimizden almış olacağız. Bir diğer yapacağımız şey, yakın zamanda duyacaksınız o da; tarım orman gençlik konseyi. Bunu belediyelerimiz çok rahatlıkla yapabilir. Bu Tarım orman gençlik konseyi de dünyada bir ilk olmuş olacak. Tarımda faaliyet gösterenlerin yaşı 55’dir. Benim yaşımdaki adamdan inovasyon çıkmaz, teknofest kuşağından çıkar. Bu gençliğinde tarım sektörüne, ormancılığa ilgisini mutlaka taşımalıyız, kırsala olan ilgisini mutlaka arttırmamız ve bu konuyu desteklememiz, teşvik etmemiz gerekiyor. Bu konuda sizler tarım orman gençlik konseyini kendi alanınızda bir kez daha değerlendirmenizde yarar var. Ben burada bulunan herkese teşekkür ediyorum. Gerek Afrika gerekse Balkanlar olmak üzere dünyanın her bir köşesinden gelen siz değerli kardeşlerimize bu güzel coğrafyaya, bu memlekete, Türkiye’ye hoş geldiniz diyorum. Hepinizi sevgiyle muhabbetle selamlıyorum.” dedi. Konuşmaların ardından program; Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci, Vali Seddar Yavuz ve protokol üyelerinin yetkililerin rehberliğinde stantları gezmeleri ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.                    
Ülke tarımının daha iyi noktaya getirilmesi için istişarelerde bulunulması amacıyla Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği (Agricities) tarafından Türkiye’deki tüm Büyükşehir Belediyelerinin tarım hizmetleri birimlerini bir araya getiren 2. Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci'nin teşrifleri, Vali Seddar Yavuz’un katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Ülke tarımının daha iyi noktaya getirilmesi için istişarelerde bulunulması amacıyla Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği (Agricities) tarafından Türkiye’deki tüm Büyükşehir Belediyelerinin tarım hizmetleri birimlerini bir araya getiren 2. Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı,  Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci'nin teşrifleri, Vali Seddar Yavuz’un katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Kocaeli Kongre Merkezinde düzenlenen programa; Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci, Vali Seddar Yavuz, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil,  Tarım Reformu Genel Müdürü Burhan Demirok, Hayvancılık Genel Müdürü Salih Çelik,   Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Niğde Belediye başkanı Emrah Özdemir, Adıyaman Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda davetli katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program 2. Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı tanıtım filminin sunumu ile devam etti.

Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Genel Sekreteri Mücahit Sami Küçüktığlı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur İbrahim Altay bir konuşma gerçekleştirdiler.

Tüm katılımcıları ilimizde ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Vali Seddar Yavuz ise yaptığı konuşmalarında; Öncelikle ilimizi teşriflerinden dolayı Sayın Bakanımıza şahsım ve Kocaelili kardeşlerim adına şükranlarımı arz ediyorum. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı vesilesiyle sizlerle bir arada bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyor, bu vesileyle şehir içinden ve şehir dışından gelen tüm konuklarımıza hoş geldiniz diyorum.

İlimizde Tarımda Önemli Bir Potansiyele Sahibiz

Tarımda 5. sırada yer aldığımızı belirten Vali Yavuz; Hepinizin bildiği gibi ilimiz bilim, sanayi, teknoloji şehri olduğu kadar aynı zamanda bilişim, inovasyon ve Ar-Ge merkezi olarak da Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden bir tanesi. Türkiye dış ticaret hacminin 18’i ilimizde gerçekleşiyor. Geçen yılki ticaret hacmimiz yaklaşık 93,5 milyar Dolar olarak gerçekleşti. İhracatımız ise 33,5 milyar Dolar ile Türkiye’de ki en önde şehirlerden bir tanesi. Aslında sanayi, bilim ve teknoloji şehri olarak tanımlanıyoruz ama diğer taraftan da tarımda önemli bir potansiyele sahibiz. Türkiye’nin birçok ilinde görev yapmış birisi olarak belirtmek isterim ki biz sektör olarak tarımda 5. sıradayız ve tarım alanında adı geçen birçok ilden tarımsal üretimimiz çok daha fazla.

Siber Güvenlik, Bio Güvenlik ve Gıda Arz Güvenliği Konularında Ciddi Çalışmalar Yapılıyor

Siber güvenlik, gıda arz güvenliği ve bio güvenlik konuları önümüzdeki onlu yıllarda en çok tartışılacak konulardan olacaktır.  Bu konularda geri kalan ülkeler büyük ölçüde uluslararası rekabette geri kalacaklar, hatta bağımsızlıkları dahi tehlike altına girebilecektir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti de siber güvenlik, bio güvenlik ve gıda arz güvenliği konularında ciddi çalışmalar yapılıyor. Eğer bu 3 alanı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ıskalarsa korkarım ki çok daha büyük sorunlarla yüzleşmek zorunda kalırız.

Tarım Arazileri Ciddi Tehdit Altında

Pandemi ile birlikte bir çok kişinin arazi almaya başladığını belirten Vali Yavuz; Pandemi ile birlikte yeni bir sorunla karşılaştık. Özellikle Marmara bölgesi büyük bir metropolü ifade ediyor. Yaklaşık 20 milyon nüfus yaşıyor. Pandemi ile beraber apartmanda sıkılanlar çevre illerde arazi almaya ve buralarda yapılaşmaya başladı. Tarım arazilerinde 5’e kadar yapılaşmaya izin veriliyor. Bu kapsamda Kocaeli ilimiz başta olmak üzere bütün iller İstanbul ve çevresinden yoğun bir akınla karşı karşıya kalıyor. Tarım arazileri ciddi tehdit altında. Bu konuda gündemimizde olması gereken hususlardan bir tanesidir. Tarım alanlarını korumalıyız ve insanımızın artan gıda ihtiyacını mutlak suretle karşılamalıyız. Büyükşehir Belediyelerimizin özellikle tarıma ilgi duyması, projeler geliştirmesi fevkalade önemli. Bu kapsamda Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin ülkemize de örnek olabilecek çok güzel çalışmaları var. Bu vesileyle Büyükşehir Belediye Başkanımızı ve kıymetli ekibini de kutluyorum. Umarım bu iyi örneklerin paylaşıldığı Çalıştay vesilesiyle bütün şehirler birbirinden örnek alır ve gıda güvenliğine yönelik olarak da tedbirler alınır.” diyen Vali Yavuz tüm katılımcılara ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci ise yaptığı konuşmalarında; Öncelikle hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bu tür etkinlikler bizim çok özlemini duyduğumuz bakanlık, yerel yöneticiler ve bireyler olarak çok istifade edebileceğimize yürekten inandığımız kıymetli, önemli ve anlamlı etkinliklerdir. Merkezi idarelerin almış oldukları kararların yerelle de bütünleşmesi yerelden de destek görüyor ve birlikte bu çalışmaların yürütülüyor olması son derece önemlidir. Aksi takdirde yerelin bunu sahiplenmemesi, yeterli desteğin verilmemesi durumunda en ideal dediğiniz çalışmalar bile vakit alabilmektedir. O nedenle bu çalıştay vesilesiyle sizlerle bizleri bir araya getirdikleri için bütün emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum.

Gıda Bizim Vazgeçilmezimiz

Tarım kanununun olmadığı bir ülkede tarımdan ve tarımın gelişmesinden bahsedilemeyeceğini belirten Sayın Bakan; Tarım stratejik bir sektör. Tarımdan hareketle de gıda bizim vazgeçilmezimiz. Bunun içinde bulunurluk veya arz güvenliği dediğimiz bir kavram var. Bulunurluğu sağlamak zorundayız. Bunun da iki yolu var. Ya üreteceksiniz, ya üretenlerden alacaksınız. Fakat dünya öyle bir dönemeçten geçiyor ki bu dönemeçte artık gıda milliyetçiliği gibi bir kavram ortaya çıktı. Ülkeler ihracat kapılarını bu alanda kapattı, kendine yeterliliğin hesabını yapmaya başladı. Dolayısıyla bizimde ülke olarak bütün bunları dikkate alarak çalışmalar yürütmemiz gerekiyor.  Çok şükür 2002 yılından beri atılması gereken adımlar atıldı. Çünkü üretim için mutlaka bir iradenin ortaya konulması gerekiyor. Ülke eğer hukuk devleti ise hukuk devletinde mevzuat esastır. Mevzuatın olmadığı bir yerde evet gelişme olabilir ama bir rastlantısal gelişmeden söz edilebilir. Fakat hukuk devleti olmanın gereği olarak oluşturduğunuz mevzuatlarla siz sektörün önünü açarsınız. Bu ülke herkesin bildiği bir tarım ülkesi olmasına rağmen bir tarım kanunu yoktu 2006 yılına kadar. Tarım kanununun olmadığı bir ülkede siz tarımdan ve tarımın gelişmesinden bahsedemezsiniz. Bu ülkede artık Islahçı Hakları Kanunu var. Tarım Sigortası var. Tohumculuk Kanunu var. Bu ülkede ve dünyada tarım tabiat şartlarına açıktır. Bunun bir riski var ve üreticinin bu riskten minimum düzeyde etkilenmesi için Tarım Sigortacılığı uygulamasını 1 Haziran 2006’da uygulamaya koyduk. Lisanslı depoculuk ismini duyduğumuzda herkes birbirine bakardı. Lisanslı Depoculuk artık etkin bir şekilde bizim depolama hizmetlerimizde sanayici ile bunu üretenin bir anlamda buluştuğu temas ettiği önemli noktalardan biri haline geldi. Dolayısıyla mevzuat çok önemli. Bu mevzuat şuanda Türkiye’de var. 12 tane temel kanunu çıkardık. Elbette eksiğimiz var ama bu kanunlarda revizyon elbette gerekebilir, gerektiğinde de bunu yapabilecek irademiz var. Bizim bir üretim yaparken kendimizi ortaya koyup, bizim neyimiz var, bunu nerede, ne şekilde, ne miktarda üretmeliyiz bu soruların cevabını vermemiz lazım. Şayet bunun cevabını veremiyorsanız bunun çözümlerini üretmeniz lazım. 2002 yılında 65 milyon nüfus vardı. Bugün 85 milyon nüfus var. Aradaki artan 20 milyon nüfus bize tarımıyla örnek gösterilen ülkelerin nüfusunun üzerinde olan bir nüfus.  Refah seviyesi yükseliyor, sofralarımız eski sofralar değil. Bizim bir ürün çeşitliliğine gitmemiz gerekiyor. Bu ülkeyi ziyaret eden 15 milyon turistimiz vardı ama bugün bu sayı 50 milyona çıktı. Bu rakam yeterli değil çünkü en sıradan ülkelerde bile turizm nüfusun bire bir eşiti olmalı deniliyor. O halde 85 milyon bizim ilk ulaşmamız gereken hedeftir. 2002 yılında 2,8 milyar Dolarlık ihracat var. Bugün 30 milyar Dolar rakamı, Cumhuriyetimizin 100. Yılında da bu 2002’deki toplamı 36 milyar dolar eden tüm Türkiye ihracatının eşdeğeri bir ihracat tek başına tarımda gerçekleştirilmiş olacak. Bunu yaparken topraklarımızı korumamız, suyumuzu idareli kullanmamız ve bilimi, teknolojiyi, her türlü yenilikleri buraya yansıtmamız gerekiyor. Burada en ufak bir zafiyet göstermemiz asla söz konusu olmamalı. İstanbul’a Türkiye’de yetişen meyve ve sebzenin 25’i gidiyor. 76 ilden gidiyor. Bunlar 270 bin kamyonla taşınıyor. Bu kamyonlar 140 milyon km yol kat ediyorlar. Bu kamyonlar toplamda 117 bin ton karbon salıyorlar. İşte buyurun kent tarımı. Kocaeli gibi bu kadar yakın olan bir coğrafyanın bu üretimi İstanbul için yapması ve bunu öncelemesi gerekir.”

Suyu Düştüğü Yerde Tutacağız İnsanları da Doğduğu Yerde Doyuracağız

Toprak ve sularımızın idareli kullanılmasının altını çizen Sayın Bakan:  “Suyu düştüğü yerde tutacağız insanları da doğduğu yerde doyuracağız. Bu büyük kentlerin, örneğin Kocaeli’nin 2 milyonun üzerinde nüfusu var, Türkiye’de 5. sırada ama tarım arazileri noktasında arazi büyüklüğü noktasında Türkiye’de 75. Sırada. Bu manada çok gerilerde. Topraklarımızı bu anlamda çok idareli kullanmamız lazım. Buradan aracılığınızla herkese seslenmek istiyorum; stratejik dediğimiz sektörün stratejikte ürünleri vardır. Tıbbi aromatik bitki başımızın tacı, buna ödenen dünya döviz var. İthal ettiklerimiz olduğu gibi üretip dışarıya ihracat ettiklerimiz de var. Fakat biz bunları taban arazide stratejik yani un, yağ ve şekerin yetiştirildiği yerlerde yetiştirilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu konularda yerel yönetimler olarak hassas olmamız gerekir. Suyu kesinlikle iktisatlı kullanmalıyız. Çünkü tarım sektörü suyun 3/2’sini tüketen bir sektör. Dolayısıyla bu toprağı ve suyu idareli kullanmak ve kent tarımı ve burada da stratejik ürünleri mutlaka göz ardı etmeden marjinal alanlarda da üretimlerimizi yapmak durumundayız.”

Kırsalla Kenti Barıştırmamız Gerekiyor

Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye yüzyılı ile ilgili vizyonunun önemine değinen Sayın Kirişçi: “Bakanlık olarak altını doldurmak için kırsalla kenti barıştırmamız gerekiyor. Çünkü geçmişte bu yanlış yapıldı. O günkü şartlarda böyle bir yanlış olabilir. Sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri ve ulaşım yetersizdi. Bu kurtuluşu, istikbali geldik kentlerde aradık ama kentlerin etrafında bir varoşlar oluşturduk ve sağlıksız yaşam alanları oluşturduk. Kentin kendine has bir kadim kültürü vardır, kırsalın kendine has bir kültürü vardır ama bu iki kültür bir anda çatıştı. Kırsalda kalsa çok daha verimli ve faydalı olacak bireyler ki bunların başında ailenin bireyi olan kadınlar, onlarda bu işlere öncülük ettiler, yollara düştüler ve kendileri de evlatları da mutsuz oldu. Siz yerel yöneticiler de bu kentleri ıslah edeceğiz, burada kentsel dönüşüm yapacağız diye didindiniz durdunuz ve belki de kırsalda onlara yapacağınız bir konut 1 liraya mal olacaksa bu tarafta bize 10 liraya 100 liraya mal oldu. Bu manada da benim yerel yöneticilerimizden istirhamım şu; özellikle büyükşehir belediyeleri her yer sizin mahalleniz, diğer belediyeler için köy kavramı devam ediyor ama mutlak surette bu kırsala her zamankinden daha fazla hassasiyet gösterelim. Pandemi ve devamında yaşananlarla birlikte, jeopolitik risklerle birlikte bu kez kentten kırsala doğru bir dönüş başladı. Bakanlık olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Çünkü o geçmişte kırsalı terk edip kentleri rahatsız eden şimdi de kentten kırsala döndüğünde kırsaldakileri huzursuz eden bir tablo oluşsun istemiyoruz. Köylerin yaşam merkezleri, sosyalleşme alanları olmalıdır. Temel ihtiyaçları olan yollar var. Biz oraya sağlığı, eğitimi ve sosyalleşme adına bazı birimleri taşımamız gerekiyor. “

‘Tarım Orman Gençlik Konseyi’ Dünyada Bir İlk Olacak

Sayın Milli Eğitim Bakanımızla ‘Köy Yaşam Merkezleri’  ile ilgili  iş birliği protokolünü imzaladıklarını belirten Sayın Bakan: “Meslek liseleri noktasında da bu okullarda, yaşam merkezlerindeki okullarda da tekrar bayraklarımızı dalgalandıracak, oralarda öğrencilerimizi okutacak hale getirip biz de Bakanlık olarak kendi ihtiyacımız olan tarım ve ormanla ilgili bilgileri oradaki öğretmenlerimizden almış olacağız. Bir diğer yapacağımız şey, yakın zamanda duyacaksınız o da; tarım orman gençlik konseyi. Bunu belediyelerimiz çok rahatlıkla yapabilir. Bu Tarım orman gençlik konseyi de dünyada bir ilk olmuş olacak. Tarımda faaliyet gösterenlerin yaşı 55’dir. Benim yaşımdaki adamdan inovasyon çıkmaz, teknofest kuşağından çıkar. Bu gençliğinde tarım sektörüne, ormancılığa ilgisini mutlaka taşımalıyız, kırsala olan ilgisini mutlaka arttırmamız ve bu konuyu desteklememiz, teşvik etmemiz gerekiyor. Bu konuda sizler tarım orman gençlik konseyini kendi alanınızda bir kez daha değerlendirmenizde yarar var. Ben burada bulunan herkese teşekkür ediyorum. Gerek Afrika gerekse Balkanlar olmak üzere dünyanın her bir köşesinden gelen siz değerli kardeşlerimize bu güzel coğrafyaya, bu memlekete, Türkiye’ye hoş geldiniz diyorum. Hepinizi sevgiyle muhabbetle selamlıyorum.” dedi.

Konuşmaların ardından program; Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci, Vali Seddar Yavuz ve protokol üyelerinin yetkililerin rehberliğinde stantları gezmeleri ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve korfezmanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.