Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

Hayretler İçindeyim

YAŞAM 19.09.2021 - 16:12, Güncelleme: 26.11.2022 - 01:09 1835+ kez okundu.
 

Hayretler İçindeyim

Bu konu hakkında, bu köşeden belki birkaç kez seslendim. Farklı açılardan yazdım, çizdim, söyledim...

HAYRETLER İÇİNDEYİM! Bu konu hakkında, bu köşeden belki birkaç kez seslendim. Farklı açılardan yazdım, çizdim, söyledim...  Bu senenin başından itibaren muhtelif zamanlarda bana göre çok önemli olan konuyu kendimce kaleme almaya çalıştım.  Bana göre diyorum, zira benim dışımdaki pek çok kişinin umursamadığını ve hatta toplumun genelinin bu konuyu hiçe saydığını bugün daha iyi anlıyorum.  Malumunuz pandemide vefatlar hız kesmiyor... Üstelik sadece bizde de değil, dünyanın genelinde durum bu şekilde.  "Ama bizi bizim çöplüğümüz ilgilendirir" düşüncesiyle diğer ülkelerdeki mevcut durumları pas geçerek, kendi evimizin içine yöneliyorum! Aşının tam koruma sağlamadığını, hele ki bu illetin sürekli mutasyona uğrayan halleriyle her seferinde koruyuculuğunu biraz daha yitirdiğini defalarca yazdım.  Buna rağmen, sanki aşının kaybolan gücü yetmezmiş gibi, mezuniyet sonrası havaya keplerin atıldığı gibi hemen herkes maskeleri fora etti! Mesafe kurallarını hiçe saydı. Hijyen konusuna ise değinmiyorum bile!  Evet, hayretler içinde kaldığım doğrudur!  Keza halktan beklenilen duyarlılığın çok ötesinde, bizzat bazı mülki amirler tarafından düzenlenen festivaller, şenlikler, konserler bana pes dedirtti!    Ve o topluluklar arasına giden milyonlarca insan...Akıl alır gibi değil!  Yapılan şölenler sonrasındaki görsel haberlere göz attığımda ise bu alanlara giden insan topluluklarının yüzlerinde maske olmadığını görmek beni her seferinde dehşete düşürdü. Zaten tıkış tıkış, omuz omuza olma halinden bahsetmiyorum bile ki şölen alanı festival, konser alanı vb. olur da nasıl tıkış tıkışlık olmaz!  Tabii bu arada yapılan kitap fuarlarını da aklımın alması mümkün değil!  Kitap fuarlarına ya da imza etkinliklerine hiç gitmeyenler için kısaca bilgi vereyim; bu etkinlikler yazar ile okur arasında birebir temasın yapıldığı, ayak üstü de olsa hoş beş edildiği, bu da olmazsa kitapların imzalanarak bir elden diğerine geçtiği etkinliklerdir.  Kitaplar yazmış ve pandemi öncesi pek çok etkinliğe katılmış bir yazar olarak bunun böyle olduğunu gayet iyi biliyorum.  Dolayısıyla bu etkinliklerin de neden yapıldığını anlamış değilim!  Herkes mi canını yolda buldu ya da sağlığınızın hiç mi değeri yok?  Daha bitmedi... Delicesine, davullu zurnalı yapılan ve pistte oynarken ter içinde kalınan düğünlerin sahipleri ve bu düğünlere giderek salonları hınca hınç dolduranlar. Bu satırlarım size!  Düğün derneğinizi sakince - kendi aranızda- , sade bir törenle yapsanız ölür müsünüz? Nedir bu takı telaşınız? Yahut; " Elaleme ayıp olur!" türünden olan fikirleriniz... Hele o korna çalarak yolları, dahası İstanbul gibi trafiği zaten keşmekeş olan bir metropolün yollarını kilitlemeye ve bu yollardan geçerken o bölgelerde oturanların huzurunu bozmaya ne hakkınız var?  Evleniyorsanız bana ne, bize ne? Siz iki kişi hayatınızda yeni bir döneme adım atıyorsunuz diye biz niye rahatsız olmak zorunda kalıyoruz?  Aynı durum sünnet düğünleri için de geçerli. Bundan bize ne? Bütün bu olanlara pes diyorum!  Ve anlıyorum ki yurdum insanını ne pandemi ne de pandemi ayarında olan hiçbir şey durduramaz!  Kendi canını hiçe sayanlar sizin canınızı zaten düşünmez. NOKTA! Esen kalın.
Bu konu hakkında, bu köşeden belki birkaç kez seslendim. Farklı açılardan yazdım, çizdim, söyledim...

HAYRETLER İÇİNDEYİM!

Bu konu hakkında, bu köşeden belki birkaç kez seslendim. Farklı açılardan yazdım, çizdim, söyledim... 

Bu senenin başından itibaren muhtelif zamanlarda bana göre çok önemli olan konuyu kendimce kaleme almaya çalıştım. 

Bana göre diyorum, zira benim dışımdaki pek çok kişinin umursamadığını ve hatta toplumun genelinin bu konuyu hiçe saydığını bugün daha iyi anlıyorum. 

Malumunuz pandemide vefatlar hız kesmiyor... Üstelik sadece bizde de değil, dünyanın genelinde durum bu şekilde. 

"Ama bizi bizim çöplüğümüz ilgilendirir" düşüncesiyle diğer ülkelerdeki mevcut durumları pas geçerek, kendi evimizin içine yöneliyorum!

Aşının tam koruma sağlamadığını, hele ki bu illetin sürekli mutasyona uğrayan halleriyle her seferinde koruyuculuğunu biraz daha yitirdiğini defalarca yazdım. 

Buna rağmen, sanki aşının kaybolan gücü yetmezmiş gibi, mezuniyet sonrası havaya keplerin atıldığı gibi hemen herkes maskeleri fora etti! Mesafe kurallarını hiçe saydı. Hijyen konusuna ise değinmiyorum bile! 

Evet, hayretler içinde kaldığım doğrudur! 

Keza halktan beklenilen duyarlılığın çok ötesinde, bizzat bazı mülki amirler tarafından düzenlenen festivaller, şenlikler, konserler bana pes dedirtti!    Ve o topluluklar arasına giden milyonlarca insan...Akıl alır gibi değil! 

Yapılan şölenler sonrasındaki görsel haberlere göz attığımda ise bu alanlara giden insan topluluklarının yüzlerinde maske olmadığını görmek beni her seferinde dehşete düşürdü.

Zaten tıkış tıkış, omuz omuza olma halinden bahsetmiyorum bile ki şölen alanı festival, konser alanı vb. olur da nasıl tıkış tıkışlık olmaz! 

Tabii bu arada yapılan kitap fuarlarını da aklımın alması mümkün değil! 
Kitap fuarlarına ya da imza etkinliklerine hiç gitmeyenler için kısaca bilgi vereyim; bu etkinlikler yazar ile okur arasında birebir temasın yapıldığı, ayak üstü de olsa hoş beş edildiği, bu da olmazsa kitapların imzalanarak bir elden diğerine geçtiği etkinliklerdir. 

Kitaplar yazmış ve pandemi öncesi pek çok etkinliğe katılmış bir yazar olarak bunun böyle olduğunu gayet iyi biliyorum. 

Dolayısıyla bu etkinliklerin de neden yapıldığını anlamış değilim! 

Herkes mi canını yolda buldu ya da sağlığınızın hiç mi değeri yok? 

Daha bitmedi...

Delicesine, davullu zurnalı yapılan ve pistte oynarken ter içinde kalınan düğünlerin sahipleri ve bu düğünlere giderek salonları hınca hınç dolduranlar. Bu satırlarım size! 

Düğün derneğinizi sakince - kendi aranızda- , sade bir törenle yapsanız ölür müsünüz? Nedir bu takı telaşınız? Yahut; " Elaleme ayıp olur!" türünden olan fikirleriniz...

Hele o korna çalarak yolları, dahası İstanbul gibi trafiği zaten keşmekeş olan bir metropolün yollarını kilitlemeye ve bu yollardan geçerken o bölgelerde oturanların huzurunu bozmaya ne hakkınız var? 

Evleniyorsanız bana ne, bize ne? Siz iki kişi hayatınızda yeni bir döneme adım atıyorsunuz diye biz niye rahatsız olmak zorunda kalıyoruz? 

Aynı durum sünnet düğünleri için de geçerli. Bundan bize ne?

Bütün bu olanlara pes diyorum! 

Ve anlıyorum ki yurdum insanını ne pandemi ne de pandemi ayarında olan hiçbir şey durduramaz! 

Kendi canını hiçe sayanlar sizin canınızı zaten düşünmez. NOKTA!

Esen kalın.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve korfezmanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.