Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

Ramazan Ayında Kronik Hastalıklar ve Beslenme

SAĞLIK 16.05.2018 - 23:32, Güncelleme: 26.11.2022 - 01:09 2945+ kez okundu.
 

Ramazan Ayında Kronik Hastalıklar ve Beslenme

Körfez Devlet Hastanesi’nde görev yapmakta olan Dahiliye Uz. Dr. Harun OLGUN bizlere ramazanda beslenme ve kronik hastalıklar ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Körfez Devlet Hastanesi’nde görev yapmakta olan Dahiliye Uz. Dr. Harun OLGUN bizlere ramazanda beslenme ve kronik hastalıklar ile ilgili önemli bilgiler verdi. “Ramazan ayının havaların ısınmaya başladığı döneme denk gelmesi, oruç ibadetini yerine getirecek vatandaşlarımızın özellikle kronik hastalıkları olan bireylerin birtakım sağlık sorunlarıyla karşılaşmasını olası hale getirmektedir. Oruç tutacak vatandaşların beslenme ve günlük yaşantılarıyla ilgili birtakım önlemler alarak bu olumsuz etkilerden kaçınması mümkündür. Özellikle gündüz saatlerinin uzun olması oruçlu geçirilen süreyi uzatmakta bu durum sıcak havayla birlikte sıvı kayıplarına yol açmakta bu da kişinin gün içindeki performansını olumsuz etkilemektedir.Bunun engellenmesi için sahur öğünü atlanmamalı, iftar ve sahur arasındaki zamanda yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır, sahurda kızartmalar, hamurişi ve yağlı yiyecekler yerine proteinden zengin, tok tutacak ve enerji verecek haşlanmış yumurta, az tuzlu peynir, süt gibi hafif gıdalar tercih edilmelidir. Tuzlu ve yağlı gıdalar susuzluk hissini artırır ve hazım problemlerine yol açabilir. Gün içinde açık havada ağır performans gerektiren işlerden ve ağır sporlardan uzak durulmalı güneş ışınlarına direkt maruziyetten kaçınmalıdır.İftar öğününde de hızlı ve aşırı yemek yemek sindirim sistemimize zarar verebilir özellikle reflü, gastrit mide ülseri gibi rahatsızlıkların gelişmesine ya da mevcut hastalığın alevlenmesine zemin hazırlar. Bu nedenle sindirim sisteminde önceden mevcut bir hastalığı olan bireylerin oruç tutmaya başlamadan önce doktorlarından konuyla ilgili bilgi ve tavsiye almaları önerilir, yakın zamanda aktif ve kanama eğilimli mide veya ince barsak ülseri geçirmiş olanlar, mide kanaması geçirenler oruç tutmamalıdır. İftar yemeğinden sonra hafif yürüyüş ve egzersizler kilo almayı ve karaciğer yağlanmasını engeller, kabızlık veya hazım problemlerine de iyi gelir bu nedenle ramazanda fiziksel hareketi bırakmamak gerekir. Diyabet hastalarının özellikle kontrolsüz kan şekeri seviyesi mevcutsa ve yoğun antidiyabetik tedavi alma durumunda, uzun süren açlık süreçlerinde tedavilerinin aksaması olasıdır.Kan şekerinin ani düşmesi sonucu bilinç kaybı, düşme,bulantı-kusma gibi komplikasyonlar gelişebilir.  Tip 1 diyabetli hastalar veyoğun insülin tedavisi alanlarda açlık ve susuzluk durumunda diyabet komasına yatkınlık gelişebilir.Tedaviye uyumu iyi olan, bir veya ikili hap tedavisi alan, kan şekerlerinde ani iniş çıkışlar gözlenmeyen hastalarımızın diyetlerine uymaları durumunda ilaç tedavileri doktor tavsiyesiyle iftar ve sahur saatlerine göre ayarlanarak oruç ibadetlerini sorunsuz geçirmeleri sağlanabilir Tansiyon problemi olan vatandaşların oruç ibadetlerini yerine getirmeleri için tansiyonlarında ani iniş çıkışlar gözlenmemeli, tansiyona bağlı felç, kalp krizi, beyin kanaması gibi bir komplikasyon geçirmemiş olmaları gerekir, ramazan boyunca tuz alımında kontrollü davranılmalı, ilaç dozlarını aksatmamalı ve düzenli aralıklarla tansiyon ölçümlerini yaptırmaları önerilir. Kalp hastaları, hastalığın evresine ve tipine göre özellikle su kaybı ve kan şekerinin düşmesine karşı hassastırlar, baypas geçirmiş ya da kalp kapak ameliyatı geçirmiş, kan sulandırıcı ve idrar söktürücü -ödem giderici ilaçlar kullanan bu grup hastalar sıvı kaybına bağlı mineral ve elektrolit dengesizliği yaşayabilirler.Verilen kan sulandırıcı ilaçların etkinliğinde azalma gözlenebilir, bu nedenle verilen tedavinin ve hastalığın seyrinin hekim tarafından kontrol edilmesi zorunludur. Kronik hastalığı olan bireyler oruç tutmadan önce mutlaka sağlık kontrolünden geçmeli ve hekimlerinden bu konuda bilgi almaları gerekir. Sağlıklarının oruç tutmaları durumunda daha kötüye gideceği, tedavi süreçlerinin aksayacağı muhtemel olan durumlarda oruç tutulmaması daha doğru bir karar olacaktır. ‘’Hastalık yoktur hasta vardır’’prensibine uygun olarak  bu  konu  kişiye özel bir konudur ve uzun süre veya ömür boyu tedavi gereken bir hastalığa sahip ancak oruç ibadetini yapmak isteyen bireylerin hekimlerinin görüş ve önerilerine mutlak surette uymalarını tavsiye ederim.”
Körfez Devlet Hastanesi’nde görev yapmakta olan Dahiliye Uz. Dr. Harun OLGUN bizlere ramazanda beslenme ve kronik hastalıklar ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Körfez Devlet Hastanesi’nde görev yapmakta olan Dahiliye Uz. Dr. Harun OLGUN bizlere ramazanda beslenme ve kronik hastalıklar ile ilgili önemli bilgiler verdi.

“Ramazan ayının havaların ısınmaya başladığı döneme denk gelmesi, oruç ibadetini yerine getirecek vatandaşlarımızın özellikle kronik hastalıkları olan bireylerin birtakım sağlık sorunlarıyla karşılaşmasını olası hale getirmektedir. Oruç tutacak vatandaşların beslenme ve günlük yaşantılarıyla ilgili birtakım önlemler alarak bu olumsuz etkilerden kaçınması mümkündür. Özellikle gündüz saatlerinin uzun olması oruçlu geçirilen süreyi uzatmakta bu durum sıcak havayla birlikte sıvı kayıplarına yol açmakta bu da kişinin gün içindeki performansını olumsuz etkilemektedir.Bunun engellenmesi için sahur öğünü atlanmamalı, iftar ve sahur arasındaki zamanda yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır, sahurda kızartmalar, hamurişi ve yağlı yiyecekler yerine proteinden zengin, tok tutacak ve enerji verecek haşlanmış yumurta, az tuzlu peynir, süt gibi hafif gıdalar tercih edilmelidir. Tuzlu ve yağlı gıdalar susuzluk hissini artırır ve hazım problemlerine yol açabilir. Gün içinde açık havada ağır performans gerektiren işlerden ve ağır sporlardan uzak durulmalı güneş ışınlarına direkt maruziyetten kaçınmalıdır.İftar öğününde de hızlı ve aşırı yemek yemek sindirim sistemimize zarar verebilir özellikle reflü, gastrit mide ülseri gibi rahatsızlıkların gelişmesine ya da mevcut hastalığın alevlenmesine zemin hazırlar. Bu nedenle sindirim sisteminde önceden mevcut bir hastalığı olan bireylerin oruç tutmaya başlamadan önce doktorlarından konuyla ilgili bilgi ve tavsiye almaları önerilir, yakın zamanda aktif ve kanama eğilimli mide veya ince barsak ülseri geçirmiş olanlar, mide kanaması geçirenler oruç tutmamalıdır. İftar yemeğinden sonra hafif yürüyüş ve egzersizler kilo almayı ve karaciğer yağlanmasını engeller, kabızlık veya hazım problemlerine de iyi gelir bu nedenle ramazanda fiziksel hareketi bırakmamak gerekir.

Diyabet hastalarının özellikle kontrolsüz kan şekeri seviyesi mevcutsa ve yoğun antidiyabetik tedavi alma durumunda, uzun süren açlık süreçlerinde tedavilerinin aksaması olasıdır.Kan şekerinin ani düşmesi sonucu bilinç kaybı, düşme,bulantı-kusma gibi komplikasyonlar gelişebilir.  Tip 1 diyabetli hastalar veyoğun insülin tedavisi alanlarda açlık ve susuzluk durumunda diyabet komasına yatkınlık gelişebilir.Tedaviye uyumu iyi olan, bir veya ikili hap tedavisi alan, kan şekerlerinde ani iniş çıkışlar gözlenmeyen hastalarımızın diyetlerine uymaları durumunda ilaç tedavileri doktor tavsiyesiyle iftar ve sahur saatlerine göre ayarlanarak oruç ibadetlerini sorunsuz geçirmeleri sağlanabilir

Tansiyon problemi olan vatandaşların oruç ibadetlerini yerine getirmeleri için tansiyonlarında ani iniş çıkışlar gözlenmemeli, tansiyona bağlı felç, kalp krizi, beyin kanaması gibi bir komplikasyon geçirmemiş olmaları gerekir, ramazan boyunca tuz alımında kontrollü davranılmalı, ilaç dozlarını aksatmamalı ve düzenli aralıklarla tansiyon ölçümlerini yaptırmaları önerilir.

Kalp hastaları, hastalığın evresine ve tipine göre özellikle su kaybı ve kan şekerinin düşmesine karşı hassastırlar, baypas geçirmiş ya da kalp kapak ameliyatı geçirmiş, kan sulandırıcı ve idrar söktürücü -ödem giderici ilaçlar kullanan bu grup hastalar sıvı kaybına bağlı mineral ve elektrolit dengesizliği yaşayabilirler.Verilen kan sulandırıcı ilaçların etkinliğinde azalma gözlenebilir, bu nedenle verilen tedavinin ve hastalığın seyrinin hekim tarafından kontrol edilmesi zorunludur.

Kronik hastalığı olan bireyler oruç tutmadan önce mutlaka sağlık kontrolünden geçmeli ve hekimlerinden bu konuda bilgi almaları gerekir. Sağlıklarının oruç tutmaları durumunda daha kötüye gideceği, tedavi süreçlerinin aksayacağı muhtemel olan durumlarda oruç tutulmaması daha doğru bir karar olacaktır. ‘’Hastalık yoktur hasta vardır’’prensibine uygun olarak  bu  konu  kişiye özel bir konudur ve uzun süre veya ömür boyu tedavi gereken bir hastalığa sahip ancak oruç ibadetini yapmak isteyen bireylerin hekimlerinin görüş ve önerilerine mutlak surette uymalarını tavsiye ederim.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve korfezmanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.