Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

Dönüşüm

KÜLTÜR 30.03.2020 - 00:21, Güncelleme: 26.11.2022 - 01:09 1559+ kez okundu.
 

Dönüşüm

Hepimiz, bilmediğimiz biyolojik bir savaşın yaşandığı zor günlerden geçiyoruz.

Hepimiz, bilmediğimiz biyolojik bir savaşın yaşandığı zor günlerden geçiyoruz.    Düşmanımızı tanımıyoruz. Bizimle birlikte ne kadar süreliğine misafir olarak kalacağını bilmiyoruz. Düşmanın silahına karşılık hangi zırhı, nasıl kuşanacağımızı bilmiyoruz. Çaresizlik ve belirsizlik hissini iliklerimize kadar hissediyoruz.    Yetkililerin ve uzmanların tespit etmiş olduğu tedbirleri uygulamakla yükümlüyüz her birimiz. Hemen herkes alışmış olduğu tüm hayat düzeninden feragat ederek, rutinlerini bıraktığı bir yaşama mecbur kalmış durumda.    Tüm bunlara rağmen bu günlerin öyle ya da böyle geçip gideceğine olan inancımız hep var olmalı. Keza hiç birşey kalıcı değildir.    Şu zorlu günlerde belli metrekarelere hapsolmuş yaşamlarımızda önceliğimiz tedbiri elden bırakmadan, olası hobilerimizle vakitlerimizi en faydalı şekilde geçirmek ve ruh sağlıklarımızı koruyarak fiziki sistemlerimize de destek vermek olmalı.    Bu günler tam da "BEN" bilincinden kurtularak "BİZ" bilincinin hakim olduğu günler olmalı. Çünkü ancak bu şekilde düşündüğümüz taktirde kaos dönemini daha az hasarla atlatma şansımız olacaktır.    Tüm insanlığı sert bir şekilde terbiye etmeye ve dize getirmeye çalışan amansız düşmanımız için muhtemel bulunacak olan tedavi ve aşı yöntemleri belki de 100 sene sonra yaşayacak olan başka nesiller için örnek teşkil edecektir veya belki de bu dönem insanlık tarihinde sadece bir kaç satırla anılacaktır.   Sekiz milyar insan olarak şu anda bir nevi dünya tarihinin bize kalan sayfalarını yazıyoruz aslında farkında olmadan. Dünya denen kocaman sahnede, şimdiye kadar bireysel olarak oynadığımız hayat rollerimizi bir yana bırakıp bu kez sahneyi sekiz milyar insan olarak dolduruyoruz.    Bu oyunda perdeyi nasıl kapatacağımız bizim elimizde.  Ben istiyorum ki " mutlu son" ile kapatalım şu perdeyi !...Acı çekmeden, gözyaşlarına boğulmadan, sevdiklerimizi yitirmeden, yarınlarımıza sahip çıkarak...   O halde "EVDE KAL TÜRKİYE"...Evde kal ki umut fenerini yakalım hep birlikte.    Bu olup bitenler sürerken, haklarını teslim etmek istediğim meslek grubu ise; "habersiz kalmayalım" diye, gece gündüz demeden çalışan, hatta biz evlerimizde otururken yeri geldiğinde canlarını bile riske atarak gündemi bize sıcağı sıcağına yansıtan tüm basın - yayın çalışanlarına teşekkür ediyorum.    Sağlıkla kalın, "EVDE KALIN".
Hepimiz, bilmediğimiz biyolojik bir savaşın yaşandığı zor günlerden geçiyoruz.
Hepimiz, bilmediğimiz biyolojik bir savaşın yaşandığı zor günlerden geçiyoruz. 
 
Düşmanımızı tanımıyoruz. Bizimle birlikte ne kadar süreliğine misafir olarak kalacağını bilmiyoruz. Düşmanın silahına karşılık hangi zırhı, nasıl kuşanacağımızı bilmiyoruz. Çaresizlik ve belirsizlik hissini iliklerimize kadar hissediyoruz. 
 
Yetkililerin ve uzmanların tespit etmiş olduğu tedbirleri uygulamakla yükümlüyüz her birimiz. Hemen herkes alışmış olduğu tüm hayat düzeninden feragat ederek, rutinlerini bıraktığı bir yaşama mecbur kalmış durumda. 
 
Tüm bunlara rağmen bu günlerin öyle ya da böyle geçip gideceğine olan inancımız hep var olmalı. Keza hiç birşey kalıcı değildir. 
 
Şu zorlu günlerde belli metrekarelere hapsolmuş yaşamlarımızda önceliğimiz tedbiri elden bırakmadan, olası hobilerimizle vakitlerimizi en faydalı şekilde geçirmek ve ruh sağlıklarımızı koruyarak fiziki sistemlerimize de destek vermek olmalı. 
 
Bu günler tam da "BEN" bilincinden kurtularak "BİZ" bilincinin hakim olduğu günler olmalı. Çünkü ancak bu şekilde düşündüğümüz taktirde kaos dönemini daha az hasarla atlatma şansımız olacaktır. 
 
Tüm insanlığı sert bir şekilde terbiye etmeye ve dize getirmeye çalışan amansız düşmanımız için muhtemel bulunacak olan tedavi ve aşı yöntemleri belki de 100 sene sonra yaşayacak olan başka nesiller için örnek teşkil edecektir veya belki de bu dönem insanlık tarihinde sadece bir kaç satırla anılacaktır.
 
Sekiz milyar insan olarak şu anda bir nevi dünya tarihinin bize kalan sayfalarını yazıyoruz aslında farkında olmadan. Dünya denen kocaman sahnede, şimdiye kadar bireysel olarak oynadığımız hayat rollerimizi bir yana bırakıp bu kez sahneyi sekiz milyar insan olarak dolduruyoruz. 
 
Bu oyunda perdeyi nasıl kapatacağımız bizim elimizde. 
Ben istiyorum ki " mutlu son" ile kapatalım şu perdeyi !...Acı çekmeden, gözyaşlarına boğulmadan, sevdiklerimizi yitirmeden, yarınlarımıza sahip çıkarak...
 
O halde "EVDE KAL TÜRKİYE"...Evde kal ki umut fenerini yakalım hep birlikte. 
 
Bu olup bitenler sürerken, haklarını teslim etmek istediğim meslek grubu ise; "habersiz kalmayalım" diye, gece gündüz demeden çalışan, hatta biz evlerimizde otururken yeri geldiğinde canlarını bile riske atarak gündemi bize sıcağı sıcağına yansıtan tüm basın - yayın çalışanlarına teşekkür ediyorum. 
 
Sağlıkla kalın, "EVDE KALIN".
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve korfezmanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.